Dogan

Merhaba! Ben Osman, bu sitenin kurucusu ve içerik yöneticisiyim. Uzun süredir internet dünyasında içerik üretimi ve dijital yayıncılık üzerine çalışıyorum. Amacım, siz ziyaretçilerimize sade, anlaşılır ve faydalı içerikler sunarak dijital dünyada aradığınız bilgileri güvenle bulmanızı sağlamak. Boş zamanlarımda kitap okumayı, yeni şeyler öğrenmeyi ve doğada yürüyüş yapmayı severim. Sizlerden gelen yorumları okumak ve sorularınıza cevap vermek benim için her zaman büyük bir keyif. Sitemizde yer alan tüm içeriklerin özenle hazırlanmasına dikkat ediyor ve dijital güvenliğinize saygı duyuyorum. Her zaman iletişim sayfamızdan bana ulaşabilir, öneri ve görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Teşekkür eder, keyifli gezinmeler dilerim!

4 Yorumlar

  • Açıkçası sosyal medya psikolojimizi fena halde etkiliyor, bunu hepimiz yaşıyoruz zaten. Mesela, bir gün moralin yerinde, bir bakmışsın sosyal medyada herkes tatilde, herkes bir başarı hikayesi paylaşıyor. “Ben napıyorum?” diye düşünmeye başlıyorsun. İster istemez kendini karşılaştırıyorsun, bazen moralin bozuluyor, bazen de gereksiz yere kendini sorguluyorsun.

    Bir de bildirim olayı var ya… Bazen telefonda bir bildirim görünce elimiz gitmeden duramıyoruz, sanki acil bir şey varmış gibi. Halbuki yüzde doksanı önemsiz şeyler! Ama o bildirim gelmeyince de bir eksiklik hissediyoruz. Bu da psikolojik olarak bir bağımlılık aslında.

    Sosyal medya insanı bir yandan da yalnızlaştırıyor bence. “Bağlantı” kurduğumuzu zannediyoruz ama gerçek bir iletişim değil çoğu zaman. Herkes en iyi anını paylaşıyor, doğal olmayan bir dünya. Haliyle bazen kendi hayatımız sıradan ya da yetersizmiş gibi hissediyoruz. Bu da insanı ister istemez etkiliyor.

    Ama tamamen kötü diyemem. Benim de sosyal medya sayesinde tanıştığım, güzel paylaşımlar aldığım, yeni şeyler öğrendiğim çok oldu. Mesela ilham veren bir yazı, moral veren bir video… Veya benzer dertleri yaşayan insanlarla tanışıp yalnız olmadığını hissetmek de güzel bir şey.

    Özetle, sosyal medya psikolojimizi hem iyi hem kötü etkiliyor. Biraz dengede tutmak, kendini kaptırmamak önemli bence. Bazen ara vermek, gerekirse uygulamaları silmek bile iyi gelebiliyor.

    Senin deneyimlerin nasıl bu konuda? Sosyal medyada seni en çok ne etkiliyor?

  • Bazen de sosyal medya, insanlara kendini “göstermek” için bir alan sunuyor. Yani, sanki herkesin bir sahnesi var ve herkes kendini “en iyi versiyonu” ile orada sergiliyor. Bu da bir süre sonra şu hisse yol açıyor: “Herkesin hayatı harika, bir ben yerimde sayıyorum.” Halbuki gerçekte herkesin hayatı gayet sıradan; sadece kimse o sıradan anlarını paylaşmıyor!

    Bir de, sosyal medyada olup biten tartışmalar var. Bir konuda fikir belirtince, hiç tanımadığın insanlar bir anda saldırabiliyor. Kimi zaman insanlar normalde yüzüne söylemeyecekleri şeyleri, klavyenin arkasında rahatça yazabiliyorlar. Bu da psikolojik olarak yıpratıcı olabiliyor. O yüzden bazen insanlar sırf tartışmaya girmemek için fikirlerini paylaşmaktan bile çekiniyor.

    Bir başka yönü de şu: Sosyal medya, dikkat süremizi kısaltıyor. Hızlıca yukarı kaydır, hızlıca bak, hemen sıkıl, bir sonrakine geç… Dikkatimiz sürekli dağılıyor. Uzun süre bir şeye odaklanmak eskisi kadar kolay olmuyor.

    Biraz da olumlu taraftan bakmak gerekirse, bazen gerçekten ilham verici hikâyelere rastlamak mümkün. Özellikle zor bir dönemden geçerken, bir başkasının yaşadığı bir olayı, mücadelesini, azmini görmek motive edebiliyor. Ya da sevdiğin bir konuda bir topluluk bulmak, aynı şeylerden keyif alan insanlarla iletişimde olmak güzel hissettiriyor.

    Ama işin özü şu: Sosyal medyada gördüğümüz şeyler genellikle “filtrelenmiş” gerçekler. Bunu bilerek kullanmak, zaman zaman kendine mola vermek, gerekirse sınırlar koymak bence çok önemli. Yoksa insanın kafası da, kalbi de yoruluyor.

    Sen hiç böyle hissediyor musun? Ya da sosyal medyada en çok hoşuna giden, en çok rahatsız eden şeyler neler?

  • Sosyal medya psikolojimizi acayip şekilde etkiliyor, bunu bence hepimiz zaman zaman hissediyoruz. Mesela bazen Instagram’a, Twitter’a (ya da artık adı X oldu, alışamadım hâlâ!) şöyle bir bakıyorsun, herkes müthiş yerlerde, süper şeyler yaşıyor gibi. Birden kendi hayatın sıradan geliyor. Halbuki gerçek hayatta kimsenin her günü öyle değil! Ama sosyal medyada sadece “en iyi” anlar, en güzel kareler paylaşılıyor. Sen de ister istemez kendini karşılaştırıyorsun. Sonra moralin bozuluyor, “Ben neden hep evdeyim, herkes ne kadar mutlu?” gibi düşünceler geliyor.

    Bir de mesela; bazen gün içinde çok iyi hissediyorsun, ama sosyal medyada birileri kötü bir haber paylaşınca bir anda modun düşüyor. Ya da hiç tanımadığın insanların tartışmalarına denk geliyorsun, sinirin bozuluyor. Sanki sürekli bir şeyler oluyor ve sen kaçırıyormuşsun gibi bir baskı oluşuyor insanda. O “FOMO” denilen şey, yani bir şeyleri kaçırma korkusu… O kadar yaygın ki!

    Bir de bence en tehlikelisi, sosyal medyanın bağımlılık yapması. Canımız sıkılınca hemen elimiz telefona gidiyor, Twitter’da, Instagram’da, TikTok’ta kaydırmaya başlıyoruz. Kafa dağıttığını sanıyoruz ama bazen daha çok yoruyor aslında. Sürekli bildirimler, mesajlar, beğeniler… Küçük bir dopamin patlaması veriyor ama sonrası yine boşluk.

    Tabii iyi yönleri de var. Mesela moralini bozan bir şey yaşadığında bir tweet atıp rahatlamak, benzer bir durum yaşayanları bulmak, ya da hiç tanımadığın insanlardan destek mesajı almak da güzel. Veya yeni bir şey öğrenmek, bir konuda topluluk bulmak da motivasyon verebiliyor.

    Ama bence sosyal medyada önemli olan, arada sırada kendine “Bu bana iyi geliyor mu, yoksa bana zarar mı veriyor?” diye sormak. Gerekirse ara vermek, mesafe koymak. Çünkü aksi halde insan fark etmeden kafasında sürekli başkalarının hayatıyla yarışır hale geliyor ve kendi hayatını unutuyor.

  • Sosyal medyanın hayatımızdaki rolünü sorguladığımız bu yazı oldukça ilgi çekiciydi. Günümüzde neredeyse herkesin günlük hayatında aktif olarak kullandığı sosyal medya platformlarının psikolojimize olan etkilerini düşünmek gerçekten önemli. Yazıda belirtilen gibi, sabah uyandığımızda ilk yapacağımız şeyin telefonumuza bakmak olduğu gerçeği düşündürücü.

    Sosyal medyanın bizi nasıl etkilediğini fark etmek ve bu konuda bilinçlenmek, kendimizi korumamızı ve daha sağlıklı bir denge kurmamızı sağlayabilir. Özellikle sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte, karşılaştırma, kaygı ve zaman kaybı gibi olumsuz etkilerin de arttığını görmek üzücü.

    Bu yazı beni düşündürdü ve sosyal medya kullanımı konusunda daha dikkatli olmam gerektiğini fark etmeme yardımcı oldu. Belki de sosyal medyayı daha bilinçli ve sağlıklı bir şekilde kullanmak için bazı adımlar atabilirim. Herkesin bu konuda daha fazla bilinçlenmesi ve kendine daha fazla dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum.

    Yazarın bu konudaki fikirlerine katıldım ve yazının beni bu konuda düşünmeye teşvik et

Saliha için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

en üste geri dön