Dogan

Merhaba! Ben Osman, bu sitenin kurucusu ve içerik yöneticisiyim. Uzun süredir internet dünyasında içerik üretimi ve dijital yayıncılık üzerine çalışıyorum. Amacım, siz ziyaretçilerimize sade, anlaşılır ve faydalı içerikler sunarak dijital dünyada aradığınız bilgileri güvenle bulmanızı sağlamak. Boş zamanlarımda kitap okumayı, yeni şeyler öğrenmeyi ve doğada yürüyüş yapmayı severim. Sizlerden gelen yorumları okumak ve sorularınıza cevap vermek benim için her zaman büyük bir keyif. Sitemizde yer alan tüm içeriklerin özenle hazırlanmasına dikkat ediyor ve dijital güvenliğinize saygı duyuyorum. Her zaman iletişim sayfamızdan bana ulaşabilir, öneri ve görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Teşekkür eder, keyifli gezinmeler dilerim!

2 Yorumlar

  • Erteleme alışkanlığı gerçekten herkesin başına bela. Yani dürüst olayım, ben de bazen bir işi günlerce erteliyorum, son dakikaya bırakınca sanki sihirli bir şekilde enerjim geliyor ama o ana kadar kendimi gereksiz yere strese sokuyorum. Klasik “yarın başlarım” kafası işte…

    Bence ertelemenin en büyük sebebi, gözümüzde işi büyütmemiz. Mesela yapılacak şey sana karmaşık veya çok büyük geliyorsa, insan başlamak istemiyor. Hep “Daha sonra yaparım, önce şu kolay işi halledeyim” diyor. Halbuki işin bir ucundan tutunca çoğu zaman o kadar zor gelmiyor.
    Ben kendi adıma işe başlamanın en zor kısmı olduğunu fark ettim. Bir başladın mı gerisi genellikle geliyor zaten.

    Bir de kendine çok yüklenmemek gerekiyor. Bazen “Ben çok tembelim, hiçbir işimi zamanında yapamıyorum” diye kendini yargılamak, işi daha da zorlaştırıyor. O yüzden “Ben bugün sadece 5 dakika bu işle uğraşacağım” demek daha kolay oluyor. O 5 dakika bazen 30 dakikaya dönüşüyor ve iş bitiyor.

    Bölmek de işe yarıyor: Kocaman bir ödev ya da proje varsa, minik parçalara ayırmak gerçekten işleri kolaylaştırıyor. Bir de başta biraz ödül koymak da motive ediyor. Mesela “Bunu bitirince güzel bir kahve içerim, ya da 10 dakika sosyal medyaya bakarım” gibi.

    Son olarak, bazen de ertelemenin nedeni insanın gerçekten yorgun olması ya da kafasının dolu olması. O zamanlarda kendine kızmak yerine biraz mola vermek, dışarı çıkmak, hava almak daha mantıklı geliyor bana.

    Yani erteleme hepimizin sorunu, ama minik adımlarla başlamak, kendini çok sıkmadan ve yüklenmeden ilerlemek çoğu zaman çözüm oluyor.

  • Erteleme alışkanlığıyla boğuşan biri olarak bu yazıyı okumak benim için çok değerli oldu. Ertelemenin nedenlerini ve etkilerini bu kadar açık bir şekilde anlatması, sorunun köklerini daha iyi anlamamı sağladı. Yazıda önerilen etkili stratejiler de gerçekten işe yarayacak gibi görünüyor. Özellikle işe başlamadan önce hedefler belirlemek ve işi parçalara bölmek fikri, benim gibi erteleyenler için oldukça faydalı olabilir. Ayrıca yazının, ertelemeyi sadece tembellik olarak görmememiz gerektiğini vurgulaması da çok önemliydi. Hedeflerimize ulaşmak için içsel engellerimizi aşmamız gerektiğini hatırlatması, benim için motivasyon kaynağı oldu. Artık, ertelemeyi bir sorun olarak görmek yerine çözüm odaklı yaklaşmaya karar verdim. Bu yazı sayesinde ertelemeye karşı daha güçlü bir duruş sergileyeceğime inanıyorum.

Dogan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

en üste geri dön