Saat Ne Alemde? Bazı Kültürler Neden Saatsiz Yaşıyor?
Dakiklik Mi, Yoksa Akışta Kalmak Mı?
Saat, modern hayatın vazgeçilmez bir parçası gibi görünüyor, değil mi? Ama düşünsenize, sabah gözlerinizi açtığınızda ilk işiniz cep telefonunuzdaki saate bakmak yerine pencereden dışarıyı gözlemlemek olsa? İşte bazı kültürlerde günün akışı tam da böyle sürüyor. Sen de biliyorsun, her kültürün kendine özgü bir zaman anlayışı var. Biz burada her şeyi dakik dakik planlarken, bazı toplumlar için zamanın akışını doğanın ritmine bırakmak daha makul. Bir keresinde, Güney Amerika’ya gitmiştim, orada bir köydeydim. Saat kullanmıyorlardı ve dediler ki, “Güneş ne zaman tepedeyse o zaman işe başlarız, gölge ne zaman uzarsa o zaman da dinlenme vaktidir.” İşte bu, onlar için zamanın takviminden çok daha önemliydi.
Doğanın Ritmi ve İnsanın İç Saati
Dünya üzerinde her yeri dolaşmadım tabii ki, ama duyduklarıma, okuduklarıma ve az buçuk yaşadıklarıma dayanarak söyleyebilirim ki, saat kullanmayan kültürler çoğunlukla doğanın döngüsüne göre yaşar. Şimdi, biz şehirlerde doğayla bağımızı bir hayli koparmışken, kırsal kesimlerde yaşayanlar için hala güneşin yükselişi, ağaçların çiçek açması, nehirlerin debisi zamanı anlamlandırıyor. Sen de bir düşün bakalım, senin için zamanı ifade eden ne, koşturmacanın içindeki saat mi, yoksa belki de bir kuşun cıvıltısı mı? İnsanız ya, doğanın sesine kulak vermek de bizim içimizde var aslında.
Yaşam Tarzının Saate Etkisi
Bir gün bir köy kahvesinde oturmuş çayımı yudumlarken, yanımdaki amca dağdan inen çobanları göstererek, “İşte bizim saatimiz onlar” dedi. Demek istediği, köydeki insanların hayat durduğunda çobanların eve dönüşüyle başlıyormuş. İnan bana, bu kadar basit ve doğal bir şey bazen bizi şaşırtabiliyor. Şehir hayatı, daha çabuk ve programlı ilerliyor; dakikalar, toplantılar, iş çıkışı trafiği… Ama merak etme, bir yerlerde hala rüzgarın yönüne ve yıldızların konumuna göre zaman kavramını düzenleyen insanlar var.
Teknoloji ve Geleneksel Zaman Anlayışı
Şimdi her yerde telefonlar elimizde. Arada sırada sıkılıp, telefonsuz nasıl yaşanır ki diye düşünüyoruz. Ama unutma, dünya üzerinde hala teknolojinin en temel araçlarının bile ulaşmadığı yerler var. Özellikle bazı adalarda, Afrika’nın bazı bölgelerinde teknoloji henüz tam anlamıyla yerleşmemiş. İnsanlar orada geleneksel zaman anlayışıyla, gün ışığını, Ay’ın döngüsünü takip ederek yaşamaya devam ediyorlar. Bunu öğrendiğimde bende tuhaf bir huzur oluşmuştu, doğanın kucak açtığı bir yaşam tarzı, düşünsene…
Kültürel Zaman Kavramı ve Dinamikler
Geçenlerde bir makale okumuştum, bir antropologun “zaman kavramı kültürel bir yapının dinamiklerini yansıtır” dediği bir makale. Vay be, insanın kafasında deli sorular. Acaba bizim sürekli koşturduğumuz bu hayatta zaman kavramı bizi esir mi alıyor? Sen de fark etmişsindir belki bazı kültürlerde insanlar daha sakin, daha az stresli yaşıyorlar. “Inşallah” demek, yani “Allah dilerse” diye bir şeyler planlamak da aslında bir nevi zaman anlayışının bir yansıması, hani “zaman her şeyin ilacıdır” derler ya, işte o vakit.
Zamanın Ekonomiye Etkisi ve Günümüz Dünyası
Ekonomi derslerinde hep söylerler ya, zaman para demektir. Ama bu sözün geçmediği yerler de var hâlâ. Öyle topluluklar var ki, ticaret daha çok takas usülüyle ve ihtiyaçlar doğrultusunda yapılıyor. Kimi zaman bir elma için saatlerce pazarlık yapılmaz, dengi dengine değiş tokuş yapılır. Şimdi bana sorarsan, bu durum günümüz dünyasında ne kadar sürdürülebilir bilinmez ama dengelerin ne kadar hızla değiştiğine her gün şahit oluyoruz, o ayrı.
Benim Zamanım Senin Zamanından Farklı
Bir gün çok sevdiğim bir dostumla kahve içiyorduk, bana anlattı; farklı ülkelerde yaşadığı dönemlerde zamanın nasıl farklı algılandığını. Mesela İspanya’da öğleden sonra siesta vakti, herkes bir mola veriyor, adeta zaman duruyor. İşler geç saatlere kadar sarkabiliyor. Peki ya Japonya? Onlar neredeyse makineler gibi dakik ve programlılar. Sence de dünya çeşitliliklerle dolu değil mi? Kimi zaman sana rahatsız edici gelsede bu dünyada herkesin saati kendine.
Sonuç Yerine Bir Soru: Senin Zamanın Nasıl Akıyor?
Benim burada yazdıklarım elbette koca bir dünyanın sadece çok küçük bir parçası. Ama şunu unutma, senin günlük hayatın, senin zamanın, başkasınınkinden ne kadar farklıysa, onlarınki de birbirinden o kadar farklı ve özgün. Benim zamanım kitaplar, yazılar ve dost sohbetleriyle geçiyor. Peki ya senin zamanın? Saatinin tiktakları mı yönetiyor hayatını, yoksa sen de arada sırada güneşin doğuşunu izleyip, zamanın akışına kendini bırakabiliyor musun?
Saat kavramı, hayatımızın her anında bizi takip eden bir varlık gibi görünse de, bazı kültürlerde saat kullanmama alışkanlığı beni şaşırttı. Bu yazıda, saat kullanmayan kültürlerin sebeplerini öğrendim ve oldukça ilginç buldum. Dakiklik ve zamanın kontrolüne olan ihtiyacımızın yanı sıra, bazı kültürlerin akışta kalmayı tercih etmesi ve zamanı daha esnek bir şekilde algılamaları beni düşündürdü. Belki de saat kullanmama kararı, aslında zamanla olan ilişkimizi sorgulamamızı sağlayacak bir fırsat olabilir. Her kültürün zamanı algılama biçiminin farklı olması, dünyayı daha renkli ve zengin bir yer haline getiriyor. Bu yazı sayesinde, saat kullanmama alışkanlığını anlayıp, farklı kültürlerin zaman algısını keşfetmek benim için gerçekten keyifli bir deneyimdi. Umarım, bu konuda daha fazla araştırma yapar ve farklı bakış açıları kazanırım.