Renk Körlüğüyle Yaşamak: Dünya Onlar İçin Nasıl?
Renk Körlüğü Nedir, Kimlerde Görülür?
Öncelikle, renk körlüğü dediğimiz şey aslında gözümüzdeki koni hücrelerinin bazı renkleri algılama konusundaki zayıflığıdır. Genetik bir durum olmasıyla birlikte, erkeklerde daha sık görülüyor. Hatta yapılan araştırmalar, erkeklerin yaklaşık %8’inin renk körü olduğunu gösteriyor. Kadınlar bu konuda biraz daha şanslı ama yine de tamamen bağışık değiller. Düşünsene, dünyayı biraz farklı görmek demek aslında. Bu arada şunu da ekleyeyim, benim ilkokul arkadaşım Ali, renk körüydü. O zamanlar dalga geçerdik ama şimdi düşünüyorum da bambaşka bir dünyası varmış meğer. Hiçbirimizin aklına gelmiyordu o yaşta, nasıl hissediyor, nasıl görüyor diye.
Renk Körlüğünün Farklı Türleri
Renk körlüğü deyince tek başına bir şey sanıyoruz ya, aslında kendi içinde türleri var. Mesela, Deuteranomali en yaygın olanı. Yeşil rengi algılamadaki zayıflık. Ali’nin de böyle bir durumu vardı. Ama daha ilginci, Tritanomaly diye bir tür var ki, bu da mavi ve sarıyı ayırt edememek demek. Yakın arkadaşlarıma söylüyorum, düşünsene gökyüzü ve deniz arasında bir fark yok senin için. Garip değil mi? E bir de tamamen siyah beyaz görenler var, onlar iyice karışık işler tabii. Akla gelmez, ama bunlar günlük yaşamda karşımıza çıkan şeyler.
Günlük Hayatta Renk Körlüğü
Teoriyi bir kenara bırakalım, bir de nasıl zorluklar yaşadıklarından bahsedeyim. Ali’nin anlattıkları aklıma geldikçe şaşırıyorum. Mesela trafikte kırmızı ve yeşil ışığı ayırt etmek tam bir kâbus. Ama tabii ki, semaforların sırasını bildiği için gayet profesyonel olmuştu sonunda. Çoğu zaman trafik ışıklarının yatay olduğunda başını belaya sokmuşluğu vardır. Sen de aynı sorunu yaşıyor musun bilmiyorum ama renk körü olanlar için gerçekten zorlayıcı olabiliyor. Renkleri öğrenmek, renkli etiketleri ayırt etmek derken, bayağı bir dikkat gerektiriyor.
Renk Körlüğü ve Eğitim Hayatı
Bir başka konu da okulda yaşanan zorluklar. Dürüst olmak gerekirse, Ali’nin bir gün resim dersinde ne kadar zorlandığını hâlâ hatırlarım. Öğretmen kırmızı elmaya ne olmuş demişti, Ali de “Kırmızı mı o?” diye sormuştu. Fizik derslerinde grafik okumaları falan da oldukça sorunlu. Renklerin ne olduğunu bilmemek bir yana, bir de herkesin gördüğünü doğal kabul etmesi durumu var ki, işte o daha da stresli yapar işleri. Çok şükür ki artık teknolojinin desteğiyle bu tür zorluklar biraz daha hafifledi diyebilirim.
Teknolojik Çözümler ve Destekler
Teknoloji sağ olsun, bu konuda da devrim niteliğinde çözümler getirdi. Akıllı telefonlar için özel uygulamalar var artık. Bir nevi gözlük takmak gibi, renkleri sesiyle tanıyan uygulamalar. “Color Blindness Test” gibi mobil uygulamalar sayesinde renk körlüğü testi olup durumunu öğrenmek mümkün. Bir diğer sık kullandıkları da, renkleri ayırt etmeye yardımcı olan gözlükler. Ali, böyle bir gözlük denediğinde “Vay be, çimenler böyle mi görüyor?” demişti. Epey şaşırdı tabii. Teknoloji ne kadar hızlı gelişiyor, değil mi? Tüm bu araçlar, insanın hayatını bir nebze de olsa kolaylaştırıyor.
Renk Körlüğüyle İlgili Toplumsal Algılar
Artık biraz da toplumun bu duruma nasıl baktığına değinmek isterim. Çoğu insan pek önemsemiyor ya da farkında bile değil. Bazı yerlerde renk körlüğü, dalga geçilecek bir durum gibi algılanıyor. Ancak son yıllarda bu konuda farkındalık yaratmak için kampanyalar düzenleniyor. Tıpkı engelli bireylerin topluma daha iyi entegre olabilmesi için verilen mücadeleler gibi, bu konuda da adımlar atılıyor. Ali’nin en çok sevindiği şeylerden biri, renk körü olduğu için iş bulmakta zorlanmadığını görmekti. İşin ucunda renklerle pek fazla uğraşmayınca sorun olmuyor tabii.
Renk Körü Tarifeleri
Ne alaka demeyin, ama bazı restoranlar renk körleri için özel menüler hazırlıyor. Bu oldukça sevindirici bir gelişme. Yani, düşünün, siparişi verirken kafanız karışmıyor, “Acaba yeşil mi turuncu mu?” derdi olmadan sipariş verebiliyorsunuz. Kırmızı ve beyaz eti ayırt edemediğimiz zamanlar oldu, itiraf edeyim. Bu tür kolaylıklar işte hayatı biraz daha yaşanır kılıyor. Sen de böyle hizmetler gördün mü bilmiyorum ama zamanla her yerde yaygınlaşacaktır diye düşünüyorum.
Renk körlüğü konusunda çok fazla bilgi sahibi değildim, ta ki bu yazıyı okuyana kadar. Renk körlüğüyle yaşamanın ne kadar zor olabileceğini hiç düşünmemiştim. Yazıda belirtilen renk körlüğü türlerini ve belirtilerini okudukça, bu durumun yaşamı ne kadar etkileyebileceğini daha iyi anladım.
Özellikle, renk körlüğü olan kişilerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları zorlukları öğrenmek beni oldukça etkiledi. Renklerin bizim için ne kadar önemli olduğunu düşündüğümde, renk körlüğü olan insanların dünyayı nasıl algıladıklarını merak ettim. Belki de onlar için renklerin yerini diğer duyuları alıyor olabilir.
Bu yazı sayesinde renk körlüğü hakkında daha fazla farkındalık kazandım ve bu konuda daha duyarlı olmam gerektiğini düşündüm. Herkesin farklı bir gerçekliği olduğunu ve bu gerçekliklerin de saygıyla karşılanması gerektiğini hatırlattığı için bu yazıya teşekkür etmek istiyorum. Artık renk körlüğü olan insanlarla daha anlayışlı ve saygılı bir şekilde iletişim kuracağım.