İnsanlık Tarihindeki En Büyük Tesadüfler
Tarihin Aklını Başından Alan Anlar
Hayat ne tuhaf değil mi? Bazen öyle şeyler olur ki, insan “yok artık, bu kadar da olmaz” der. Mesela geçen gün kitap okurken, tarihteki en büyük tesadüflerle ilgili bir bölümle karşılaştım. Sen de böyle şeyler okumayı sever misin? Neyse, konuyu dağıtmayayım. İki uçağın tam anlamıyla çarpıştığı bir olayı düşün. 1970’li yıllarda, Avustralya’da yaşayan bir çift bir otobüs yolculuğunda yan yana oturuyor. Sohbet ederken, tesadüfen ikisinin de gençken aynı uçak enkazında hayatta kalan yolcular olduklarını fark ediyorlar! İşin en çarpıcı yanı ise, o kazada kurtulan sadece üç kişiden ikisi olmaları. Vay be! Düşünsene, dünya ne kadar küçük…
Ünlülerin Sürpriz Buluşmaları
Sadece sıradan insanlar mı tesadüf yaşar sanıyorsun? Hayır hayır, ünlülerin de başına geliyor bu tür hikayeler. Mesela bildiğim bir örnek var: Anne Hathaway ve eşi Adam Shulman. Onların tanışma hikayesinde, Shulman’ın yıllar önce kendi kendine “Bir gün Anne Hathaway ile evleneceğim” dediği anlatılır. Hayat ya, insanlar işte bazen gerçekten istediği kişiyi karşısında bulabiliyor. Şimdi, sen de kendi hayatında böyle ilginç karşılaşmalar yaşadın mı?
Geçmişin Tekrarı: Hem Aynı Gemi Hem Aynı Aile
“Tarih tekerrürden ibarettir” derler ya, işte buna güzel bir örnek var: İkinci Dünya Savaşı’nda, bir gemi İngiltere’den yola çıkıyor ve alabora oluyor. Kurtulanların arasında bir çocuk. Yıllar sonra aynı çocuğun, torunu ile bir başka gemi yolculuğunda benzer bir olay yaşanıyor. Yine tur bindikleri gemide bir yangın çıkıyor ve neyse ki bu kez de torun kurtuluyor. O torunun anlattıkları, yıllar boyunca jenerasyonlara “Bizde gemi yolculuğu yasak!” dedirtecek türden. Düşününce, hayat gerçekten bazen filmlerdeki gibi olabilir mi diye sormadan edemiyor insan.
Edebiyatın Büyüteci: Kitaplardaki Tesadüfler
Kitaplar deyince aklıma ilk gelenlerden biri, Rus yazar Fyodor Dostoyevski’nin hayatı oldu. Bir romanında bahsettiği cinayet detayları, gerçekten işlenen bir suça inanılmaz şekilde benziyor. Dürüst olmak gerekirse, ben de ilk başta şaşırmıştım. Kitaptan mı etkilenildi, yoksa yazgının cilvesi mi bilinmez. Ama işin bir diğer ilginç yanı, yazarı suçun bir parçası olarak bile görenler olmuş zamanında. Yani edebiyat, bazen çok daha fazlası demek…
Bilim veya Sihir: İcatların Rastlantısal Keşfi
Tesadüflerin belki de en yararlı tarafı bilimdeki buluşlar olmuştur. Hani şu herkesin bildiği meşhur hikaye: Penicillin’in keşfi. Alexander Fleming, laboratuvarında çalışırken bir gelişigüzel bulaşıkta küfün etrafında bakterilerin yok olduğunu fark ediyor. Nasıl ya sen de mi bu hikayeyi duydun? Şaşırtıcı tarafı ise bu keşif olmasaydı, sağlık alanında belki bugün çok farklı bir yerde olabilirdik. Hep söylüyorum, bilim ve sihir bazen el ele yürür.
Doğadaki Bağlantılar: Hayvanların ve Bitkilerin İlginç Tesadüfleri
Bugünlerde bir belgeselde gördüm, işte bu kısmı benim için çok şaşırtıcıydı. Amazon Ormanları’nda bir tür kurbağa var, adı Pseudis Paradoxa. Tuhaf olan, bu kurbağan yaşam döngüsü; yavrusu yani kurbağa iribaşı, yetişkin kurbağadan daha büyük. Bir şeyin çocuk hali nasıl daha büyük olabilir, değil mi? Doğanın kendi içinde böyle birçok tesadüf var ve bu da bizi onun ne kadar zengin ve ilginç olduğuna bir kez daha ikna ediyor.
Kaderin Bir Oyunu: Tesadüflerin Yaşama Etkisi
Gündelik hayatta yaşadığımız küçük tesadüflerden bahsetmeden olmaz. Geçen ay, bir arkadaşımla buluşmak için dışarı çıktım. Tam oturduğumuz kafede, yıllar önce kaybettiğim bir kitabı yan masadaki arkadaşın masasında gördüm. Üstelik kitabı bana hediye eden de o arkadaşımdı. Böyle anlarda, evrenin ince bir mesajı mı var diye düşünmeden edemiyorum. Sen de böyle anlar yaşamışsındır, anlatsana! Sonuçta, belki de bu tür anlar hayatın tuzu biberi değil midir?