20. yüzyılda başlayan genetik araştırmalar, insan ömrünü uzatma hayalini gerçeğe dönüştürebilecek mi? DNA teknolojileri bu hayali gerçekleştirme yolunda nasıl ilerliyor?
İnsanları Ölümsüz Yapacak DNA Teknolojileri Ne Durumda?
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaş buluşmasında gene konuyu bilime getirdik. Konu bir noktada yaşlanmayı yavaşlatan yeniliklere geldi. Teknoloji ve bilim deyince gözümde ışıltılar beliriyor dostlar, muhabbete daldıkça dalıyorum. Dedik ki, “Ya, acaba gerçekten bir gün yaşlanmayı tamamen durdurabilir miyiz?”
Bilim Kurgu Filmlerinden Gerçek Hayata
Kabul edelim, bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz o hani yıllarca genç kalan karakterler aslında hepimizin içini bir kez olsun kıpırdatmıştır. Hatta geçen gün televizyonda yaşlanmayan bir karakterle ilgili bir dizi izliyordum; adamın yüzünde hiçbir çizgi yok! Sen de böyle bir karaktere imrenmez misin?
Gerçek hayatta durum bundan biraz farklı olsa da, bilim dünyası bu konuda durmadan çalışıyor. Örneğin, CRISPR gibi gen düzenleme teknolojileri şu an dünya gündeminde hayli popüler. Genetik mühendisliğindeki bu ilerlemelerle yaşlanmayı durdurmak belki de hayal değildir.
Genetik Araştırmaların Derinliklerine Yolculuk
Benim de öğrencilik yıllarımda üstüne kafa yorduğum konulardan biri genom çalışmalarıydı. Düşünsene, bir gün genetik yapını değiştirmek mümkün olacak! Şimdilerde bilinen bazı araştırmalar, telomerleri hedef alıyor. Telomerler, hücrelerimizin yaşlanma sürecinde anahtar bir rol oynayan ama çoğumuzun adını bile duymadığı yapılar.
Bilim insanları telomerlerin kısaltılmasıyla ilgili çalışmalara kafa yorarken, benim aklıma babaannem geliyor hep. Kadıncağız, “Allah uzun ömür versin ama hayırlısını” derdi. Bu teknolojilerle bir gün uzun yaşamak, hatta zamana meydan okumak mümkün olur mu dersiniz?
Uzun Yaşamın Gelecekteki Yüzü
İleri yaştaki insan sayısının, dünya nüfusunun büyük bir kısmını oluşturacağı bir geleceği düşünelim mi? Hani bizim mahallede bir emekli amca var, meşhur tabirle bilge amca, “Sağlıklı uzun yaşam, kaliteli yaşamdır” der hep.
Aslında uzmanlar da amcayla aynı fikirde. Uzun yaşamın geleceği de sadece uzatmak değil, sağlıklı bir biçimde yaşlanmayı sağlamak üzerine kurulu. Nitekim kim sağlıksız yaşlılık ister ki?
Teknolojiyi İyiye Kullanmak
Bazı yenilikler, faydalı gibi görünse de, kullanıcıyı yanlış yönlendirebilir. Düşünsene, bir anda herkes ölümsüzlük peşine düşmüş. Böyle bir durumda bizim memleketin nüfus patlamasıyla ne hale geleceğini düşündün mü hiç?
Bu konuda araştırmacıların etiğe dikkat etmesi gerektiği aşikar. Teknoloji gelişirken, insanlara fayda sağlamak için dikkatli bir yol izlenmesi şart. Üstelik sadece sağlık değil, işin ekonomik boyutunu da göz ardı etmemek gerekiyor.
Yeniliklerin Etik Baskıları
Gelişim elbette güzel ama her şeyde olduğu gibi burada da bir “orta yol” gereklilik arz ediyor. Bazen düşünüyorum da; “Acaba gerçekten etik mi? İnsan bunu yapmalı mı?” diye sorular kafamı kurcalamıyor değil.
Bu tür teknolojilerin sadece zenginlerin erişiminde olmaması, herkesin faydalanabileceği biçimde yaygınlaştırılması gerektiği çokça konuşulan bir konu. “Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz” derler; biz de bu alandaki gelişmeleri dikkatle takip etmeliyiz.
Ufukta Bir Işık Var mı?
Gündelik hayatımızda bilim ve teknoloji artık kaçınılmaz bir parçamız olmuş durumda. Çevrende mutlaka bir teknolojik yeniliği kullanan birileri vardır, hatta belki de sensin o kişi. Üniversitedeki yıllarımda teknolojinin hızına ayak uydurmak her zaman heyecan vericiydi. Şu anki gençler ise bu heyecanı artık cep telefonlarında, giyilebilir teknolojilerde yaşıyor.
Gelecekteki nesiller belki de bu bilimsel devrimleri günlük rutinlerinin bir parçası olarak değerlendirecek. Umarım bu harika bilimsel gelişmeler, herkes için eşit erişilebilir olur ve “pilotlar bile çalışıyor, biz niye boş oturalım” modunda yaşamaya devam ederiz.
Sona Gelirken Düşünceler
Sonuç olarak, bu alanda yapılan çalışmalar dudak uçuklatacak cinsten. Ama unutmayalım, her yenilik gerçek hayatta titizlikle değerlendirilmelidir. Dürüst olmak gerekirse, ben de ilk başta bu konuyla ilgili çok şey bilmiyordum. Fakat biraz okudukça, araştırmalara daldıkça öğrenmenin aslında bir yolculuk olduğunu fark ettim.
Gelecek neyi getirir bilinmez, ama her zaman meraklı olmak gerek. Benim gibi sen de bu alanı merak ediyorsan, boş durma, oku, araştır. Unutma ki, meraklı olmak bilimin en güzel yanı!
Yorum Bırakın