Kitlelerin Dikkati Nereye Çekiliyor?
Medya gündemi belirlerken yönlendirme gücüne sahip. Örneğin, bir dönem hatırlıyorum… Televizyonda bir haber çıkmıştı, sanırım 2015 yılıydı. Herkesin dilinde aynı konu vardı: bir ünlü çiftin boşanması. Sokakta, sosyal medyada, hatta komşu teyzem bile bu konuya kafayı takmıştı. Medya o kadar çok yer verdi ki bu habere, meğer o sırada başka önemli olaylar oluyormuş. Sen de eminim böyle bir deneyim yaşadın; bir şeye odaklanırken başka bir şeyin nasıl da gözden kaçtığını fark etmişsindir.
Aslında bu, medya manipülasyonlarındaki klasik bir taktiktir. Odak bir yere çekilirken, alttan alttan daha ciddi konular göz ardı edilir. Bir nevi 'bakış açımızı' kontrol altına alıyorlar. O yüzden, hangi habere odaklandığımızı, hangi bilgiyi doğru kabul ettiğimizi sorgulamak gerekiyor. Dikkat edersen, bu konular sıkça gündem değişikliklerine neden olur.
Algıların Şekil Alması: Nasıl mı?
İnternette gezinirken her gün havalara verilen sözlerden, büyük vaatlerden bahsederiz. Siyasetçiler, kamuoyu önünde büyük açıklamalar yaparken, medya da bu açıklamaların üzerine bina inşa eder gibi haber yapıyor ve bizlere algıyı pekiştiriyor. Geçen gün bir araştırmaya denk geldim, gittikçe artan bir oranda, insanların %60'ından fazlası medyadaki bilgilerin taraflı olduğuna inanıyormuş. Haksız da sayılmazlar!
Örneğin, bir dönem sosyal medyada patlayan hashtag kampanyalarını hatırladın mı? Viral olan bir video izlerken, çoğu kez arka plandaki gerçek amacın ne olduğunu anlamadan hisse kapıldığım çok olmuştur. Bazen bir konu hakkında objektif olmak bu yüzden zorlaşıyor. Medya, algıyı o kadar güzel şekillendirir ki neye inanacağımız konusunda kafalar karışır.
Bilgi Kirliliği ve Kaos
Hepimizin başı dertte bilgi kirliliğiyle, değil mi? Bilgiye ulaşmak şimdi daha kolay, ancak bu bilginin doğru olup olmadığını ayırt etmek büyük mesele. Bir haberi okurken kaynağından emin olmadan paylaşmak, yanlış bilgilere neden olabilir. Bunu en çok yaşadığımız dönem sanırım birkaç yıl önceydi, pandemi dönemindeki bilgi karmaşasından bahsediyorum. Eminim sen de denk gelmişsindir; “XXX ilacı COVID-19’u yok ediyor” gibi başlıklarla dolup taşan paylaşımlar görmüşsündür.
İnsanlar panik halinde, kontrolsüzce bilgi paylaşırken, kaos ortamı oluşuyor. Burada tam da deyim yerindeyse "kulaktan dolma bilgiyle" hareket etmemek gerekiyor. Bilgiye ulaşmak kolay ama yanlış bilgiyle vakit kaybetmek kadar tehlikeli bir şey yok. Her okuduğumuzun peşine düşmek değil de, nereden geldiğini sorgulamak bence en güzeli.
Sosyal Medyanın Gücü ve Tehlikesi
Sosyal medyayı sık kullanıyorum ama dikkatli olmaya çalışıyorum. Sosyal medya üzerinden hızla yayılan dedikodular, viral içerikler, bazen insanları aldatabiliyor. Bir örnek vermek gerekirse; geçen sene bir sanatçının ölüm haberi yayılmıştı ve neredeyse tüm Türkiye yasa boğulmuştu. Ancak sanatçı birkaç saat sonra bunu yalanladı ve herkes şaşkına döndü. Sosyal medya, çok sesli bir platform olduğu kadar, bilgi çarpıtılmasına da açık ne yazık ki.
Ya sen, hiç hiçe saydığın bir haberin aslında koca bir yalan olduğunu fark ettiğin oldu mu? İşte bu yüzden sosyal medyada karşılaştığımız bilgilerin doğruluğunu sorgulamak, farklı kaynaklardan kontrol etmek oldukça önemli. Böylece gerçekten neyin doğru olduğunu bilmek için bir fırsat yaratmış oluruz.
Dijital Çağda Medyanın Rolü
Günümüz teknoloji çağı, bilgi akışını hızlandırdığı kadar, medyanın rolünü de evrimleştiriyor. Eskiden gazete manşetleri önem taşırken, şimdi bir "trend topic" daha büyük etki yaratabiliyor. Medyayı takip ederken kolayca kandırılmak mümkün ve bu bazen çok can sıkıcı olabiliyor. Örneğin, güncel istatistikler gösteriyor ki; insanlar artık haberleri sosyal medyadan takip etmeyi, geleneksel medya yerine tercih ediyor. Çünkü bilgiye hızlı ulaşmak, adeta bir ihtiyaç hâline geldi.
Bu hızlı akışta doğru bilgiye ulaşmanın zorluğu ise apayrı bir mesele. Dürüst olmak gerekirse dijital dünyanın bu kadar karmaşık olabileceğini tahmin etmiyordum. Medyanın dijitaldeki değişimi, bize hem fırsatlar hem de yeni sorunlar getiriyor. Bu yüzden, haber okurken ya da bir şeyleri paylaşmadan önce dikkatli olmakta fayda var.
Yalan Haberler ve Takipçi Etkileşimi
Birkaç yıl önce, yalan haberlerden korunmak üzere çeşitli projeler geliştirildi. Bu projelerde hedef; okuyucuların aldatıcı haberleri tespit edebilmesi için eğitilmesiydi. Çünkü aldatıcı haberler, insanların yanlış yargılara varmasına sebep olabiliyor. Yalan haberlerin, medyada ne denli sık olduğunu fark ettiğimde çok şaşırmıştım. Sen de fark ettin mi bu artışı?
Takipçiler, bu tür haberlere tıklama rekorları kırdıkça, daha fazla yalan haber yayılıyor. Sonucunda ise güvensizlik spiraline giriyoruz. İnternetin bu denli geniş bilgi ağına sahip olması harika, ancak doğru bilgiye ulaşmak konusunda duvarlar var. Bunu aşmanın en iyi yolu ise, güvendiğiniz ve sürekli takip ettiğiniz kaynaklara sadık kalmaktır.
Her Şeyin Ötesinde: Eleştirel Düşünce
Hayatta ne düşünüyorsak öyleyizdir; medya manipülasyonlarının bizi esir almasını engellemenin yolu, eleştirel düşünceden geçiyor. Bir bilgiye rastladığımızda, onu hemen kabullenmek yerine sorgulamalıyız. Herkesin kendisine sorular sorması gerektiğini savunuyorum; "Bu haberi kim yazmış?", "Kaynağı nedir?", "Bu bilgi gerçekten mantıklı mı?" gibi sorularla kendimizi donatmalıyız.
Medya tüketirken dikkatli olmanın önemini artık çok iyi anlıyorum. Bir başka deyişle, "Akıl akıldan üstündür" derler ya, işte burada kendimize akıl hocası olmalıyız. Sosyal medya ve diğer dijital platformlarda gezinirken bu eleştirel bakış açısını geliştirmek, bilgi bombardımanında sağlam kalmamızı sağlayacaktır. Sen de bu yolda kendi yöntemlerini bulabilirsin, yeter ki sorgulamaktan vazgeçme!
Görüntülenme 28