Kültür ve Dünya Farklılıklarının Kökenleri
Sabah Kahvesi mi, Çay mı?
Sabahları kahvaltı masasına oturduğumda, sıcak bir çayın yerini hiçbir şey tutamaz benim için. Ancak, dünya genelinde bu alışkanlık oldukça farklılık gösteriyor. İtalya’da bir kafeye adım attığınızda herkesin sizi espresso ile karşıladığını görürsünüz. Sanırım Türk kültüründeki çay tiryakiliği buraya taşınmış olsaydı, İtalyanlar da kahvelerini bırakıp çaya yönelirdi diye düşünmeden edemiyorum. Sen de böyle farklı bir kültürel deneyim yaşadın mı?
Misafirperverlik ve Tanışma Rituelleri
Türklerin misafirperverliği dillere destandır. Bir yere gittiğinizde ikram edilir durursunuz. “Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer” deriz ama bulduğumuz hep en güzelidir. Fakat, Japonya’da misafir olduğunuzda ilk temas oldukça resmi olabilir. Kapıda eğilmelere alışık olmayan bir arkadaşım, Tokyo’da ev sahibiyle nezaket sınavında zorlandığını anlatmıştı. Sen de “Tokalaşmalı mı, eğilmeli mi?” diye düşündün mü hiç?
Yemeklerin Dili: Sofrada Konuşarak Anlaşmak
Yemek kültürü, bir toplumun en derin köklerinden biri ve buna saygı duymak çok önemli. Türkiye’de bir yemeğin etrafında toplanmak, ailenin ve dostların bir araya gelmesi demek. Çin’e gittiğimde ise, masadaki herkesin çubuklarla dans ettiğine tanık oldum ve dürüst olmak gerekirse ilk başta şaşırdım. Çubuklarla pilav yemek, ciddi bir beceri istiyor! Aklına geldikçe “Acaba ben başarabilir miyim?” diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
İletişim Tarzları: Suskunluk mu, Açık Sözlülük mü?
Türk insanı genellikle açık sözlüdür. Aklında ne varsa söyler, tabii bazen de yanlış anlaşılmalara yol açabiliriz. Ama olsun, “Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir” derler. Diğer yandan, İngiltere’de yaşayan bir arkadaşım, İngilizlerin dolaylı iletişimini anlamakta epey zorlandığını söylüyor. “Sorry” diyen biri gerçekten üzgün mü, yoksa sadece kibar mı, bir türlü çözememişçesine bana gülerek anlatmıştı. Sen de bu tarz iletişimleri çözmekte zorlanır mısın?
Zaman Kavramı: Dakota Saatlerinden Akdeniz Zamanlarına
Zaman algısı her kültürde farklıdır. Türkiye’de “Gecikme normaldir” düşüncesi, özellikle Akdeniz bölgelerinde olağan karşılanabilir. Ancak Almanya’da dakiklik, bir yaşam biçimidir. Orada yaşayan bir tanıdık, toplantılara hep on dakikadan erken gitmeye özen göstermiş ve biraz şaşkınlıkla “Zaman gerçekten burada farklı işliyor” diye paylaşmıştı. Bazen “Biz de mi biraz takvimimize uysak” diye düşünmekten geri kalamıyoruz, değil mi?
Hediye Kültürü: Vermeyi Bilmek
Hediyeleşmek, kültürel bağlamda çok önemli bir yere sahip. Çocukluğumuzdan beri bayramlarda el öptükten sonra verilen harçlıklar, bize bu alışkanlığın önemini küçük yaşta aşılamış. Hindistan’da ise hediye verirken sağ elinizi kullanmanız gerekir. Bir Hintli arkadaşım, sol elle hediye verdiği için küçük bir kültürel gaf yaptığı anısını paylaşmıştı. Sen de böyle kültürel farklar karşısında hazırlıksız yakalandın mı?
Giyinme Tarzları ve Kimlik
Kıyafetler, kültürün önemli bir dışavurumu. Türkiye’de bir cenaze töreninde siyah giyinmek adettendir; ancak, Hindistan’da beyaz giyilir. Giyimin nasıl bir sosyal iletişim aracı olduğunu, İtalya’ya gittiğimde anladım. Orada herkes moda dergisinden fırlamış gibiydi! Ancak kendi tarzınızla var olmak en güzeli, değil mi? “Dost başa, düşman ayağa bakar” deriz ya, sanırım bu da bize kendi stilimizin önemini hatırlatıyor.
Yorum Bırakın