Dünya Kültürlerindeki Farklı Adetler
Misafirperverliğin Farklı Yüzleri
Her milletin misafirperverliği kendine has bir tadı vardır; Türkiye’de nasıl kapı çalındığında hemen sofraya bir tabak daha ekleniyorsa, Güney Kore’de de benzer bir içtenlik var. Hatırlıyorum da, Kore’deki dil okulu günlerimde öğretmenimizin evine davet edilmiştik. İlk başta temkinliydim; hani kalabalık bir grup olarak davet edilince bazen mekânda sıkış tepiş olabiliyor ya… Ama ne mümkün! O kadar nazik ve misafirperverdiler ki, bir an kendimi memlekette zannettim. Sen de böyle bir an yaşadın mı hiç? Eve gelen misafiri evlatları gibi ağırlayan bu kültürleri görünce içimden “Vay be, ne güzel insanlar var!” dedim. Misafirperverliğin bu farklı tatları gerçekten insanı mutlu ediyor.
Lezzetlerin Dansı: Yemek Kültürü
Yemek deyince içim gidiyor! Dünya mutfakları arasında gezinirken farklı coğrafyalardan gelen lezzetlerle karşılaşmak oldukça büyüleyici. İtalya’nın makarnası, Japonya’nın sushisi derken, bir gün Hindistan’a yolum düştü. Dürüst olmak gerekirse, baharatlarla aram o günlerde pek iyi değildi. Ancak bir öğle yemeğinde tattığım Hint curry’siyle bu ön yargı bir çırpıda kayboldu. Acı ve baharatlı yemekleri İskoç arkadaşımın dilinde rahatça yiyip, gamsızca “Bu da güzelmiş!” dediğini hatırlıyorum. Sen de farklı mutfaklara bu kadar açık mısın? Ve tabii, Türk mutfağının dünya mutfakları arasında yerinin ayrı olduğunu düşünüyorum. Lahmacunun dillere destan lezzeti yanında, mis gibi kokan kahvesi de cabası!
Gelinlik Renginin Hikayesi
Her kültürün kendine ait adetleri var dedik ya, işte bu da onlardan biri. Annemle oturduğum bir akşam keyfindeydik, televizyona bakarken bir belgesel dikkatimi çekti: Hindistan’da gelinlerin kırmızı giydiği anlatılıyordu. “Hadi canım!” dedim ilk önce, çünkü bizde olduğu gibi beyaz gelinlik doğal gelirdi. Sonra düşündüm, belki bu bir şeylerin simgesiydi. Kırmızı, onlar için tutkunun ve aşkın rengiymiş. Şunu anlamak ilginçti: Bizde beyaz saflığı ve yeni bir başlangıcı simgelerken, Hindistan’da kırmızı evliliğin coşkusunu ve sıcaklığını ifade ediyordu. Düşününce, hangi rengin neyi simgelediği tamamen kültürlere has bir şey. Senin gelinlik tercihin nasıl olurdu bilmiyorum, ama farklı kültürleri tanıdıkça seçimlerimiz de etkileniyor sanki.
Aile ve Toplum: Birlikte Yaşama Sanatı
Aile bağları dünyanın her yerinde var ama nasıl yaşandığı büyük ölçüde farklılık gösteriyor. Mesela, Japonya’da yaşlılar için saygı en üst düzeyde ve onların bilgeliği genç nesillere aktarılıyor. Orada kaldığım süre boyunca ev sahibimin anne ve babasının ne kadar kıymetli olduğunu gördüm. El üstünde tutuluyorlardı adeta. Akşam yemeklerinde hep birlikte oturuluyor, herkesin fikri alınıyor, yaşlının sözü kanun gibi ciddiye alınıyordu. Bu durum bize de benziyor aslında ama Japonlar, bu ritüelleri inanılmaz bir disiplin ve saygı çerçevesinde yapıyor. Türkiye’de nasıldır bilirsin, akşam yemeklerinde muhabbet açılır, herkes bir şeyler anlatır; keyifli olur ama biraz karmaşadır da. Bizim özümüz sıcak kanlılığımız, onlarınki ise adeta bir sanata dönüşen düzenleri.
Bayramların Renkli Dünyası
Her kültürde bayramlar ve kutlamalar renkli geçiyor; ama her biri kendine has detaylarla dolu. Hatırlıyorum da, Güney Amerika’daki bir arkadaşımın davetiyle Brezilya’daki Karnavallardan birine katılmıştım. O kadar eğlenceli ve hareketliydi ki, insan atmosferin bir parçası olmaktan kendini alıkoyamıyor. Danslar, müzik, rengarenk kostümler… Tam bir görsel şölen! Bu düşünce kafamda dönerken bizim Ramazan Bayramı’mız aklıma geldi; o sıcak, samimi ev ziyaretleri, çalınan kapıların ardında bekleyen misafirperverlik. Her millet kendi bayramını özel kılacak bir yol bulmuş. Peki sen hiç farklı bir ülkenin bayramına katıldın mı? Farklılıklar, hayata zenginlik katıyor; bazen de düşündüğümüzden daha fazla ortak yanımız olduğunu gösteriyor.
Geleneksel Törenler: Hayatın Ritüelleri
Geleneksel törenler, köklerimize bağlı olduğumuzu hissettirir. Geçen yıl katıldığım bir Japon çay seremonisi bana bunu bir kez daha hissettirdi. O kadar incelikle yapılan hareketler, dikkatle hazırlanan çay… İlk başta düşündüm, ne kadar uzun ve detaylı bir işlem. Ama sonra her aşamanın bir anlamı olduğunu ve yaşamın akışını simgelediğini anladım. Bu tür ritüeller, kültürel zenginliğimizi gösteriyor. Sen de böyle bir törene katılmak ister miydin? Belki de ayağını yorganına göre uzat deyimi tam da bu noktada anlam kazanıyor. Aynı zamanda, bizim kendi geleneklerimizde de benzer bir derinlik ve anlam gizli. Düğünlerimiz, kına gecelerimiz, kırk uçurma gibi adetlerimizle biz de kendi hikayemizi yazıyoruz.
Turist Gözüyle Yerel Adetler
Bir ülkede turist olarak dolaşıyor olmak, çoğu kez yerel halkın göremediği veya dikkat etmediği ayrıntıları fark etmenize olanak tanır. Geçen yaz, Yunanistan’dayken akşamüzeri tavernaya gittim. Canlı müzik eşliğinde tabak kırma ritüelinin tam ortasında kaldım! Yani böyle bir çılgınlık daha önce görmemiştim. Bizde tasarruf önemli, tabakları kırsak annemizden azar işitiriz, ama buradaki insanlar deliler gibi eğleniyordu. Bunu dalga geçmek ya da eleştirmek için söylemiyorum, aksine, eğlencenin farklı bir boyutunu gösteriyor. Senin de yurt dışında görüpte “Bizde olsa olmaz.” dediğin bir gelenek var mı? Bazen bu detaylar, bir kültürü anlamanın ve sevmenin en iyi yolu.
Yorum Bırakın