Tarihteki Önemli Filozofların Düşünceleri
Felsefe, insanoğlunun varoluşundan bu yana süre gelen bir sorgulama biçimi. Filozoflar, tarihin seyrini değiştiren, düşünceleriyle dünyayı şekillendiren kişiler olmuşlar her daim. Her ne kadar bazen bu düşünceler bize uzak gibi görünse de aslında hayatımızın pek çok alanına dokunuyorlar. Gel, birlikte bazı önemli filozoflara ve onların dünyamızı nasıl etkilediklerine bakalım.
Sokrat ve Sorgulama Sanatı
Sokrat der ki, “Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez.” Bu cümle beni her daim düşündürmüştür. Dürüst olmak gerekirse, bir dönem hayatımın bazı alanlarını sorgulamayı bırakmıştım. Derken, Sokrat’ın bu sözü karşıma çıktı ve adeta tokat gibi çarptı yüzüme. Gerçekten, bazen rutinlerin içine dalıp gidiyoruz, öyle değil mi? Bu yüzden durup düşünmek gerekiyor: Ne yapıyorum, neden yapıyorum? Özellikle günümüzün hızlı temposunda, kendimizi ve seçimlerimizi sorgulamak daha da önemli hale geliyor. Sen de bir dur ve düşün, belki farklı bir kapı açılır önünde?
Platon ve İdealar Dünyası
Platon’un İdealar Dünyası teorisi, en gerçekçi diye düşündüğümüz şeylerin aslında sadece birer gölge olabileceğini söylemesi beni her zaman büyülemiştir. Geçen gün bir arkadaşımın sanal ortamda yarattığı bir karakterin gerçeklikten daha gerçek bir hal almasına şahit oldum. İş, ilişkiler, sosyal medya… Bunların hepsi birer gölge mi yoksa gerçeğin ta kendisi mi? Bir an düşündüm, acaba teknoloji bizi nasıl bir dünya içine çekiyor? Platon’un mağara alegorisini hatırladım, ne kadar da bugünkü sanal dünyayı anımsatıyor! Gerçekliğin ne olduğuna dair kafa yormamızın zamanı gelmedi mi sence de?
Aristoteles ve Mutluluğun Peşinde
Aristoteles’e göre mutluluk, erdemli bir yaşamın sonucunda elde edilen bir şeydir. Oysa bugün, mutluluğu hızlıca tüketilen, anlık hazlarda arıyoruz. Kaç kez yeni bir cihaz ya da kıyafet aldığında birkaç gün sonra aynı hisse kapıldın? Antik çağ filozoflarından öğreneceğimiz çok şey var. Ben de uzun vadede beni gerçekten mutlu eden şeylerin peşine düşmeye çalışıyorum. Bu bir dostla içilen kahve de olabilir, iyi bir kitap da. Aristoteles’in dediği gibi, mutluluk bir yolculuk ve önemli olan bu yolculuktaki deneyimler. Senin için neyin önemli olduğunu bir düşün derim.
Descartes ve Düşünce Dünyası
Cogito, ergo sum… Düşünüyorum, öyleyse varım. Descartes, bu ifadesiyle düşüncenin varoluşun temeli olduğunu savunur. Günümüzde ise aklımız bir dolu bilgiyle dolup taşarken, düşüncelerimizin ne kadarına sahip çıkabiliyoruz acaba? Bir ara kendimi sosyal medyada hızlıca akan bilgilerin içinde kaybolmuş halde buldum. Descartes’ın bu öğretisi sayesinde tekrar kendi düşüncelerime odaklanmam gerektiğini fark ettim. Belki sen de ara sıra dijital dünyadan çıkıp, kendi iç sesini dinlemelisin. En nihayetinde, bizi biz yapan düşüncelerimiz, değil mi?
Nietzsche ve Güçlü Birey Olma
Nietzsche’nin “üstinsan” konsepti, irade gücünü ve bireysel üstünlüğü vurgular. Nietzsche’ye göre, insan kendini aşmalıdır. Bireysel gelişim ve özgürlük konularında düşüncelerimle çatışan bu felsefe, beni kendimle yüzleşmeye itti. Güçlü olmanın anlamı nedir diye düşündüm. Çoğu zaman, güçlü bir birey olmak için içimizde bir savaş vermemiz gerekebiliyor. Sen de kendi iç sesine kulak ver, belki kendi üstinsanını bulursun. Nietzsche’nin dediği gibi, “Beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir.”
Kant ve Ahlak Felsefesi
Immanuel Kant’ın etik ve ahlak üzerine düşünceleri, halen günümüzde de tartışma konusu. Kant’a göre, bir eylemin ahlaki değerliliği, onun sonucuna değil, niyetine bağlıdır. Geçtiğimiz hafta, günlük yaşamda bu felsefeyi nasıl uygulayabileceğimize dair bir tartışmaya şahit oldum. Her gün verdiğimiz ufak kararlar bile bizim ahlaki pusulamızı şekillendiriyor. Mesela, bir başkasına iyilik yapmak, içsel bir dürtüden mi kaynaklanıyor yoksa karşılık beklemekten mi? Bu ikilemde sıkıştığımız zamanlar oldu mu hiç? Empati ve ahlak üzerine bir kez daha düşünmemiz gerektiği açık.
Confucius ve İnsan İlişkileri
Confucius, insan ilişkilerinin temelinde karşılıklı saygı ve uyum olduğunu öne sürer. Aile, arkadaşlık ve topluluk ilişkilerimiz gün geçtikçe karmaşıklaşıyor. Yine de, bunların temelinde yatan değerler pek değişmiyor. Geçenlerde bir arkadaşlık ilişkimi gözden geçirmek zorunda kaldım. Confucius’un, “Karşılıklı saygı olmadan sevgi olmaz” sözü aklıma geldi. Belki de, sağlam ilişkiler için en başta saygıyı ön planda tutmalıyız. Senin çevrendeki ilişkilerin temelinde ne var, bir düşün?
Tüm bu filozofların ortak bir yönü var: Bizleri daha derin düşünmeye, hayatı sorgulamaya itiyorlar. Onların düşüncelerinden ilham alarak, biz de kendi hayatlarımızı şekillendirebiliriz. Sonuçta, tarih sadece geçmişle değil, bugünle ve gelecekle de alakalı. Gündelik hayatımızın arasına bu tarihsel perspektifi katıp, daha anlam dolu bir yaşam sürebiliriz. Sen de bugün yaşadıklarını, düşündüklerini sorgulamak için bir fırsat bulabilirsin. Ne de olsa “dünya bir aynadır; bu aynaya kızarsan o da sana kızar; gülümsersen o da sana gülümser.” 🙂
Yorum Bırakın