Çocukluk Yıllarının Hikayesi
Usain Bolt’un hız efsanesi olmasının hikayesi, küçük bir köy olan Sherwood Content’te başlıyor. Jamaika’nın bu sakin kasabasında bir çocuk düşünün; sürekli koşturuyor, durmak bilmiyor. Benim de çocukken sürekli koşmama kızarlardı; “Bize bir şey mi yetiştireceksin?” derlerdi. Bolt’un ailesi de muhtemelen aynı şekilde hissetmiştir. Ancak Bolt, diğer çocuklardan farklıydı; içindeki enerjiyi kanalize edebilmek için sporun büyüsüne kapıldı. Sen de çocukken hep koşar mıydın? Kim bilir belki de hepimizde böyle bir potansiyel saklıydı da fark etmedik.
Dünya Sahnesindeki İlk Adımlar
Bolt’un kariyerindeki dönüm noktası, 2002 yılında 15 yaşında katıldığı Dünya Gençler Atletizm Şampiyonası oldu. Altın madalya kazandığında, dünya için bir yıldız doğmuş gibiydi. Ancak o zamanlar yaptığı kıyaslanmaz başlangıçlardan sonra, her yarış öncesi heyecanlanır mıydı acaba? Ben bile herhangi bir etkinlikte, küçük bir konuşma yapacak olsam heyecandan ne yapacağımı şaşırırım.
Rekorların Peşinden Koşmak
Bolt, 2008 Pekin Olimpiyatları’nda adeta “rüzgâr gibi geçti”. Sadece 100 metre yarışını 9.69 saniyede tamamlayarak dünya rekoru kırmakla kalmadı, aynı zamanda 200 metreyi de 19.30 saniye ile bitirerek tarihe geçti. Dürüst olmak gerekirse ben de ilk izlediğimde gözlerime inanamamıştım, tıpkı zamanında sokaktaki komşumuzun köpeğinin kapıya hızla koşmasından duyduğum şaşkınlık gibi. Bu tür performanslar, “Usain Bolt nasıl bu kadar hızlı olabilir?” sorusu ile insanları düşündürdü.
Zaferin Arkasındaki Ekip
Başarının arkasında her zaman büyük bir ekip yatar. Usain Bolt’un ekibi de bu anlamda olağanüstüydü. Antrenörü Glen Mills, Bolt’un potansiyelini açığa çıkarmada büyük bir rol oynadı. Bizim sahildeki voleybol takımında yakaladığımız uyum aklıma geliyor. Herkes birbirine destek olurdu, başarı işte tam böyle bir takım oyunudur. Bolt’un başarısını sadece kişisel bir zafer olarak görmemek, bu büyük takım ruhunu da tanımak gerekiyor. O da, şüphesiz ki, bu takımın yıldızıydı.
Sakatlıklar ve Zorluklarla Mücadele
Bolt’un kariyeri mükemmel gibi görünse de, o da birçok sporcu gibi sakatlıklarla boğuştu. Kas yaralanmaları onun için büyük bir engeldi. Bunu duyduğumda aklıma hemen lise yıllarımda basketbol oynarken ayak bileğimi burkmam geldi. “Acaba o da her zorlukta pes etmemenin ne kadar önemli olduğunu düşündü mü?” diye hep merak etmişimdir. Bolt, mücadelenin salt yetenekle değil, aynı zamanda dayanıklılık ve iradeyle kazanıldığını bize bir kez daha gösterdi.
Unutulmaz Rekabetler
Usain Bolt’un kariyerinde birçok unutulmaz rekabet yaşandı. Özellikle Tyson Gay ve Justin Gatlin ile olan mücadelesi, bize gerçek rekabetin güzelliğini gösterdi. Sporda bu tür mücadeleler izleyeni de sporcuyu da motive eden temel unsurlardır. Maç izlerken ya da oyundayken hissettiğimiz o heyecanı hatırlıyor musun? Dürüst olmak gerekirse ben de aynı heyecanı her defasında hissediyorum.
Emeklilik Dönemi ve Sonrası
2017’de emekliliğini açıklayan Usain Bolt, kariyerine nokta koymuş olsa da, manyetik kişiliği ve sevecen tavırlarıyla insanların kalbinde yaşamaya devam ediyor. Şimdi, yaşamını farklı iş girişimleri ve hayır işleriyle sürdürüyor. Bu bana bir kapı kapanırken bir diğerinin açıldığını hatırlatıyor. Bolt, sportif kariyerinin ardından bile halen ilham kaynağı olmayı sürdürüyor. Sen de hayatında kaç kapının ardından başka dünyalar keşfettin?
Yorum Bırakın