Edebiyat Klasikleri ve Yazarlarının Hayatı: Zamanın Ötesinde Eserler, Ölümsüz Kalemler
Klasiklerin Büyülü Dünyasına Giriş
Edebiyat klasikleri, hepimizin hayatında bir yerde mutlaka karşımıza çıkmıştır. Belki lisede bir Türkçe dersinde, belki de bir arkadaşımızın hediye ettiği kitapla… Ancak ne zaman ve nasıl karşılaşırsak karşılaşalım, bu eserler kalbimizde ve zihnimizde büyük izler bırakıyor. Benim için bu büyülü yolculuk, edebiyat öğretmenimin hediye ettiği “Kürk Mantolu Madonna” ile başladı. Sabahattin Ali’nin kalemi o kadar güçlüydü ki, bir anda kendimi Maria Puder ile Raif Efendi’nin dünyasında bulmuş, aşkın birçok yüzünü keşfederken buldum.
Yazarların İlham Dolu Hayatları
Yazarların hayat hikayeleri de en az yapıtları kadar ilgi çekici. Mesela, Dostoyevski’nin kumar borçları yüzünden yaşadığı zorlukları öğrendiğimde gerçekten çok şaşırmıştım. Kendimizi kaybedecek kadar bağlandığımız karakterlerin arkasında, bu denli karmaşık ve zengin bir yaşam hikayesi yatıyor. Aslında bu hikayeler onların eserlerini de daha anlamlı kılmıyor mu? Sen de böyle bir şey yaşadın mı? Bir yazarın hayat hikayesini öğrendikten sonra, eserine farklı bir gözle baktığın oldu mu?
Türk Edebiyatının Başyapıtları
Türk edebiyatı denince akla ilk gelen isimlerden biri de, kuşkusuz ki Yaşar Kemal oluyor. Onun “İnce Memed” ile çizdiği Anadolu portresi, her okuduğumda beni derinden etkiliyor. Hani derler ya, “Göz var nizam var” diye; işte Yaşar Kemal’in kelimeleri öyle ahenkli ki, Anadolu’yu karşında buluyorsun. 20. yüzyıl Türkiye’sini anlamak isteyen her gencin bu eserle tanışması gerektiğine inanıyorum. Belki annemizin bize okuduğu bir masal gibi geldi ilk başta, fakat büyüdükçe eserin derinliğini ve toplumsal eleştirisinin gücünü fark ediyoruz.
İngiliz Edebiyatının Ustaları
İngiliz edebiyatı, kendi başına dev bir okyanus gibi. Jane Austen’ın “Gurur ve Önyargı” kitabını elime ilk aldığımda, dürüst olmak gerekirse, bu kadar içine çekileceğimi düşünmemiştim. Elizabeth Bennet karakteriyle özdeşleşmemek elde değil. O dönemin sosyal normlarının inceliklerini öğrenirken, bir yandan da aşkın birçok yüzüyle karşılaşıyoruz. Belki sen de bitirmekte zorluk çektiğin bir kitabı, bir oturuşta elinden bırakamayacak kadar merakla okumuşsundur!
Fransız Edebiyatının Derinlikleri
Fransız edebiyatının gurur kaynağı olan yazarlar arasında Victor Hugo ve onun unutulmaz eseri “Sefiller” başı çeker. Hugo, Jean Valjean’ın hikayesini öyle bir ustalıkla işlemiş ki, insanlık halleri tüm gerçekliğiyle karşımıza çıkıyor. Bu kitabı okuduğum bir yaz tatilinde, deniz kenarında pineklerken bile kahramanın acılarını içimde hissettiğimi söylemeliyim. Kitap, adeta zaman tünelinden geçirip, dönemin toplumsal çalkantılarını gözlerin önüne seriyor.
Rus Edebiyatının Kasvetli Dünyası
Rus edebiyatı, karanlık ve bazen kasvetli dünyasıyla tanınır. Tolstoy’un “Anna Karenina”sı bu konuda tam bir klasik. Onun karanlık ancak bir o kadar da etkileyici cümleleri, bize aşkın ve ihanetin sınırlarını sorgulatıyor. Bir dönem Ankara’da bir arkadaşımın evinde toplaşıp, bu kitabı ince ince analiz ettiğimizi hatırlıyorum. Çay demlenirken gerçekleşen o sohbetler, belki de kitabın etkisini daha da artırıyordu.
Edebiyat Klasikleriyle Günümüz Arasında Köprü Kurmak
Edebiyat klasiklerinin en büyüleyici yanlarından biri de, her döneme hitap edebilmesidir. Yani, ne zaman okursak okuyalım, her yeni okuma bize başka bir pencere açar. Bugünün sosyal medyasında sıkça paylaşılan alıntılar bile, bu eserlerin ne denli zamansız olduğunun kanıtı gibi. Günümüz gençliği için bu klasikleri modern dünyayla harmanlayarak yeniden keşfetmek, büyük bir fırsat olabilir. “Ver elini, çıkalım bu zaman tünelinden!” der gibi, insana hem dünü hem de bugünü gösterebilirler.
Yorum Bırakın